DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR?
27 Aralık 2018

DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR?
Diyabet, vücudunuzunda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumun da gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Sonuç olarak kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir (hiperglisemi).
Sağlıklı bir bireyin kan şekeri düzeyi 10 saatlik açlık sonrası <100 mg/dl, tokluk halinde (yemekten iki saat sonra) 140 mg/dl’nin üstüne çıkmaz.
Bir kişinin diyabetli olup olmadığı Açlık Kan Şekeri (AKŞ) ölçümü, tokluk kan şekeri ölçümü veya Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT) yapılarak saptanır. AKŞ ölçümü 100-125 mg/dl olması gizli şeker (pre-diyabet) sinyalidir. AKŞ ölçüm sonucunun ≥ 126 mg/ , tokluk kan şekerinin ≥ 200 mg/dl olması diyabetin varlığını gösterir. Ayrıca 2 kez AKŞ ≥ 126 mg veya 2 kez tokluk kan şekerinin ≥ 200 mg/dl olması da diyabet tanısını koydurur.
DİYABET TÜRLERİ
En sık görülen diyabet tipleri tip 1, tip 2 ve gestasyonel diyabettir.
Tip 1 diyabet
Tip 1 diyabetiniz varsa, vücudunuz insülin yapmaz. Bağışıklık sisteminiz, insülin yapan pankreasınızdaki hücrelere saldırır ve yok eder. Tip 1 diyabet genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde teşhis edilir, ancak her yaşta ortaya çıkabilir. Tip 1 diyabetli insanlar hayatta kalmak için her gün insülin almalıdır.
Tip 2 diyabet
Tip 2 diyabetiniz varsa, vücudunuz insülini iyi yapmaz veya kullanmaz. Çocukluk döneminde bile her yaşta tip 2 diyabet geliştirebilirsiniz. Bununla birlikte, bu tip diyabet genellikle orta yaşlı ve yaşlı kişilerde görülür. Tip 2, en sık görülen diyabet türüdür.
Gestasyonel diyabet
Gestasyonel diyabet, bazı kadınlarda hamileyken gelişir. Çoğu zaman, bu tür diyabet bebek doğduktan sonra gider. Ancak, gestasyonel diyabetiniz varsa, daha sonra yaşamınızda daha sonra tip 2 diyabet geliştirme şansınız daha yüksektir. Bazen hamilelik sırasında teşhis edilen diyabet aslında tip 2 diyabettir.

Kimler tip 2 diyabet açısından risk altındadır?
Beden kitle indeksi 25 kg/m2'nin üstünde olanlar ve bel çevresi kadınlarda > 80 cm ve erkeklerde > 94 cm geniş olanlar
Birinci derece akrabalarda diyabet öyküsü olanlar (anne, baba, kardeş gibi)
Total, LDL kolesterol ve trigliseridleri yüksek veya HDL kolesterol düzeyi düşük olanlar
Kalp damar hastalığı bulunanlar
Polikistik over hastalığı olanlar
Kan basıncı yüksek olanlar
Hamilelikte Gestasyonel Diyabet tanısı konmuş veya 4 kg üzerinde çocuk doğurmuş olanlar
Daha önceden gizli şeker tanısının konan bireyler yüksek riskli grupta kabul edilmektedir.
Diyabetin belirtileri nelerdir?
Aşırı susama, sık idrara çıkma, yorgunluk ve açıklanamayan kilo kaybı, sık görülen belirtiler olmakla birlikte hiçbir açık belirti de olmayabilir. Yukarıdaki belirtilerden biri veya birkaçı var ise vakit geçirmeden bir sağlık kuruluşuna giderek danışınız.
Tip 1 diyabetin ortaya çıkışı genelde ani ve dramatik olur. Aşırı susama, sık idrara çıkma, yorgunluk, beklenmeyen kilo ve tekrarlayan enfeksiyonlar gibi belirtiler olabilir.
Tip 1 diyabetin belirtileri daha az sıklıkta ama aynı biçimde tip 2 diyabetli kişilerde de olabilir. Tip 2 diyabetin ortaya çıkışı daha yavaştır ve bu yüzden tespiti de daha zordur. Bazı tip 2 diyabetli kişilerde hiç bir erken belirti görülmez ve başlangıçtan bir kaç yıl sonra çeşitli diyabet komplikasyonları varlığıyla teşhis edilirler. Diyabetli olabileceklerini düşünen riskli kişiler, tanı için bir sağlık kurumuna danışmalıdır.
Diyabet neden ciddi bir hastalıktır?
Yeni körlük vakalarının başta gelen nedenlerinden biri,
25 kat daha yüksek göz sorunu riski
2-4 kat daha yüksek kalp krizi riski
6 kat daha yüksek inme (felç) riski
Bacağın kesilmesine yol açabilecek hastalıklar için 20 kat daha yüksek risk
5 kat daha yüksek böbrek hastalığı riski
Bu komplikasyonların tümü, zamanında uygulanan tedavi ve iyi kan şekeri kontrolü ile önlenebilir.
Diyabet sıklığı nedir?
Dünyada diyabetik olan bireylerin sayısı giderek artmaktadır.
Türkiye’deki diyabetli sayısı 5 milyona yaklaşmaktadır.
Dünyada 2000 yılında 171 milyon olan diyabetli sayısının 2030 yılından 366 milyon olması beklenmektedir.
Diyabet görülme sıklığı neden artıyor?
Hareketsiz yaşam tarzını artması
Artan obezite (şişmanlık)
Sağlıklı olmayan beslenme alışkanlıkları

DİYABET NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Diyabet için uygulanan ve araştırma aşamasında bir çok tedavi şekli vardır fakat şu an için yaygın olarak kullanılan, şeker hastalığının kesin tedavisinden söz etmek mümkün değildir. Diyabet tedavisinde amaç kan şekeri kontrolünü sağlamaktır. İyi bir diyabet kontrolü için şunlar önemli:
Sağlıklı beslenme: Yenilen besinlerin özellikle karbonhidrat içeren besinlerin vücudun ihtiyacından fazla tüketilmesi kan şekeri seviyelerini yükseltir. Kan şekeri kontrolünün sağlanmasında diyabetli bireye özgü beslenme tedavisinin verilmesi önemlidir.
Egzersiz: Egzersiz,vücudunuzun glikozu etkili bir şekilde kullanmasını ve kan şekeri kontrolünü sağlar. Ayrıca, şişman tip 2 diyabetli kişilerin kilo kaybetmesine yardımcı olur.

İlaç/ İnsülin: İnsülin, besinlerle kana geçen şekerin vücut tarafından kullanılmasını sağlayan ve böylece kan şekeri yükselmelerini önleyen bir hormondur. Tip 1 diyabetli kişilerin yaşamak için insüline gereksinimi vardır. İnsülin bağımlılık, alışkanlık yapacak bir madde değildir. İnsülin yaşam için elzemdir. Vücut insülin yapmıyor ise dışardan enjeksiyon yolu ile vücuttaki eksikliği yerine koymak gerekir. Tip 2 diyabetli kişilerin de kan şekerinin ayarını sağlamak için ağızdan alınan ilaçlara veya insüline gereksinimleri olabilir.

DİYABETLİ KİŞİLER NASIL BESLENMELİ?
Öncelikle kan şekerinizin hızlı bir şekilde yükselmesine neden olan şeker ve şeker içeren besinlerin, kilo almanıza neden olacak ve kalp sağlığınızı olumsuz etkileyecek yağ ve yağlı besinlerin tüketimini azaltın.
Günde en azından üç öğün yemeye çalışın.
Öğünler arasında ve gece yatmadan önce küçük bir ara öğün almanız da gerekebilir.
Öğünlerinizi her gün aynı saatlerde almaya çalışın.
Porsiyon ölçülerinizi kontrol altına alın.
Beyaz ekmek yerine tam tahıl ekmeği, yulaf veya çavdar ekmeği tüketmeyi tercih edin.
Öğünlerinizde kurubaklagillere sıklıkla yer verin.
Her gün pişmiş sebze ve salata tüketmeye özen gösterin.
Meyve suyu yerine meyve tüketin.
Süt, yoğurt, ayran, peynir gibi kalsiyum kaynağı olan besinlere beslenmenizde yer verin.

 

Diyabet, vücudunuzunda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumun da gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Sonuç olarak kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir (hiperglisemi).
Sağlıklı bir bireyin kan şekeri düzeyi 10 saatlik açlık sonrası <100 mg/dl, tokluk halinde (yemekten iki saat sonra) 140 mg/dl’nin üstüne çıkmaz.
Bir kişinin diyabetli olup olmadığı Açlık Kan Şekeri (AKŞ) ölçümü, tokluk kan şekeri ölçümü veya Oral Glukoz Tolerans Testi (OGTT) yapılarak saptanır. AKŞ ölçümü 100-125 mg/dl olması gizli şeker (pre-diyabet) sinyalidir. AKŞ ölçüm sonucunun ≥ 126 mg/ , tokluk kan şekerinin ≥ 200 mg/dl olması diyabetin varlığını gösterir. Ayrıca 2 kez AKŞ ≥ 126 mg veya 2 kez tokluk kan şekerinin ≥ 200 mg/dl olması da diyabet tanısını koydurur.
DİYABET TÜRLERİ
En sık görülen diyabet tipleri tip 1, tip 2 ve gestasyonel diyabettir.
Tip 1 diyabet
Tip 1 diyabetiniz varsa, vücudunuz insülin yapmaz. Bağışıklık sisteminiz, insülin yapan pankreasınızdaki hücrelere saldırır ve yok eder. Tip 1 diyabet genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde teşhis edilir, ancak her yaşta ortaya çıkabilir. Tip 1 diyabetli insanlar hayatta kalmak için her gün insülin almalıdır.
Tip 2 diyabet
Tip 2 diyabetiniz varsa, vücudunuz insülini iyi yapmaz veya kullanmaz. Çocukluk döneminde bile her yaşta tip 2 diyabet geliştirebilirsiniz. Bununla birlikte, bu tip diyabet genellikle orta yaşlı ve yaşlı kişilerde görülür. Tip 2, en sık görülen diyabet türüdür.
Gestasyonel diyabet
Gestasyonel diyabet, bazı kadınlarda hamileyken gelişir. Çoğu zaman, bu tür diyabet bebek doğduktan sonra gider. Ancak, gestasyonel diyabetiniz varsa, daha sonra yaşamınızda daha sonra tip 2 diyabet geliştirme şansınız daha yüksektir. Bazen hamilelik sırasında teşhis edilen diyabet aslında tip 2 diyabettir.

Kimler tip 2 diyabet açısından risk altındadır?
Beden kitle indeksi 25 kg/m2'nin üstünde olanlar ve bel çevresi kadınlarda > 80 cm ve erkeklerde > 94 cm geniş olanlar
Birinci derece akrabalarda diyabet öyküsü olanlar (anne, baba, kardeş gibi)
Total, LDL kolesterol ve trigliseridleri yüksek veya HDL kolesterol düzeyi düşük olanlar
Kalp damar hastalığı bulunanlar
Polikistik over hastalığı olanlar
Kan basıncı yüksek olanlar
Hamilelikte Gestasyonel Diyabet tanısı konmuş veya 4 kg üzerinde çocuk doğurmuş olanlar
Daha önceden gizli şeker tanısının konan bireyler yüksek riskli grupta kabul edilmektedir.
Diyabetin belirtileri nelerdir?
Aşırı susama, sık idrara çıkma, yorgunluk ve açıklanamayan kilo kaybı, sık görülen belirtiler olmakla birlikte hiçbir açık belirti de olmayabilir. Yukarıdaki belirtilerden biri veya birkaçı var ise vakit geçirmeden bir sağlık kuruluşuna giderek danışınız.
Tip 1 diyabetin ortaya çıkışı genelde ani ve dramatik olur. Aşırı susama, sık idrara çıkma, yorgunluk, beklenmeyen kilo ve tekrarlayan enfeksiyonlar gibi belirtiler olabilir.
Tip 1 diyabetin belirtileri daha az sıklıkta ama aynı biçimde tip 2 diyabetli kişilerde de olabilir. Tip 2 diyabetin ortaya çıkışı daha yavaştır ve bu yüzden tespiti de daha zordur. Bazı tip 2 diyabetli kişilerde hiç bir erken belirti görülmez ve başlangıçtan bir kaç yıl sonra çeşitli diyabet komplikasyonları varlığıyla teşhis edilirler. Diyabetli olabileceklerini düşünen riskli kişiler, tanı için bir sağlık kurumuna danışmalıdır.
Diyabet neden ciddi bir hastalıktır?
Yeni körlük vakalarının başta gelen nedenlerinden biri,
25 kat daha yüksek göz sorunu riski
2-4 kat daha yüksek kalp krizi riski
6 kat daha yüksek inme (felç) riski
Bacağın kesilmesine yol açabilecek hastalıklar için 20 kat daha yüksek risk
5 kat daha yüksek böbrek hastalığı riski
Bu komplikasyonların tümü, zamanında uygulanan tedavi ve iyi kan şekeri kontrolü ile önlenebilir.
Diyabet sıklığı nedir?
Dünyada diyabetik olan bireylerin sayısı giderek artmaktadır.
Türkiye’deki diyabetli sayısı 5 milyona yaklaşmaktadır.
Dünyada 2000 yılında 171 milyon olan diyabetli sayısının 2030 yılından 366 milyon olması beklenmektedir.
Diyabet görülme sıklığı neden artıyor?
Hareketsiz yaşam tarzını artması
Artan obezite (şişmanlık)
Sağlıklı olmayan beslenme alışkanlıkları

DİYABET NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Diyabet için uygulanan ve araştırma aşamasında bir çok tedavi şekli vardır fakat şu an için yaygın olarak kullanılan, şeker hastalığının kesin tedavisinden söz etmek mümkün değildir. Diyabet tedavisinde amaç kan şekeri kontrolünü sağlamaktır. İyi bir diyabet kontrolü için şunlar önemli:
Sağlıklı beslenme: Yenilen besinlerin özellikle karbonhidrat içeren besinlerin vücudun ihtiyacından fazla tüketilmesi kan şekeri seviyelerini yükseltir. Kan şekeri kontrolünün sağlanmasında diyabetli bireye özgü beslenme tedavisinin verilmesi önemlidir.
Egzersiz: Egzersiz,vücudunuzun glikozu etkili bir şekilde kullanmasını ve kan şekeri kontrolünü sağlar. Ayrıca, şişman tip 2 diyabetli kişilerin kilo kaybetmesine yardımcı olur.

İlaç/ İnsülin: İnsülin, besinlerle kana geçen şekerin vücut tarafından kullanılmasını sağlayan ve böylece kan şekeri yükselmelerini önleyen bir hormondur. Tip 1 diyabetli kişilerin yaşamak için insüline gereksinimi vardır. İnsülin bağımlılık, alışkanlık yapacak bir madde değildir. İnsülin yaşam için elzemdir. Vücut insülin yapmıyor ise dışardan enjeksiyon yolu ile vücuttaki eksikliği yerine koymak gerekir. Tip 2 diyabetli kişilerin de kan şekerinin ayarını sağlamak için ağızdan alınan ilaçlara veya insüline gereksinimleri olabilir.

DİYABETLİ KİŞİLER NASIL BESLENMELİ?
Öncelikle kan şekerinizin hızlı bir şekilde yükselmesine neden olan şeker ve şeker içeren besinlerin, kilo almanıza neden olacak ve kalp sağlığınızı olumsuz etkileyecek yağ ve yağlı besinlerin tüketimini azaltın.
Günde en azından üç öğün yemeye çalışın.
Öğünler arasında ve gece yatmadan önce küçük bir ara öğün almanız da gerekebilir.
Öğünlerinizi her gün aynı saatlerde almaya çalışın.
Porsiyon ölçülerinizi kontrol altına alın.
Beyaz ekmek yerine tam tahıl ekmeği, yulaf veya çavdar ekmeği tüketmeyi tercih edin.
Öğünlerinizde kurubaklagillere sıklıkla yer verin.
Her gün pişmiş sebze ve salata tüketmeye özen gösterin.
Meyve suyu yerine meyve tüketin.
Süt, yoğurt, ayran, peynir gibi kalsiyum kaynağı olan besinlere beslenmenizde yer verin.
                                                     

                                                                                                                                                                  Uzm.Dr. Ahmet AKTAŞ